Bernard Show, Düşünce, Fikir, His, Kendini Bilmek ve Tanımak
- Kübra Saatçıoğlu
- Jan 9, 2024
- 2 min read
İnsanın kendisini tanıması güzel bir şey.
Ama kendimizi bildiğimizi zannedersek o noktada çok büyük çuvallarız. Hücrelerimiz bile her dakika değişirken, kendimizi bildiğimizi söylemek, bizi kendi yarattığımız bir ‘dayatma’ya sokar.
Buna ben yıllar önce(20’li yaşlarımın başında), biraz da o yılların heyecanıyla ‘Kendi söylediklerimin bile esiri olmayacağım’ diye ifade ederdim. Kendi söylediklerinin esiri olmamak nedir peki?
“Ben rock müzik dinlemem.” “Ben etek giymem” “Oraya gitmem” “Şunu sevmem” “Gidemem, gelemem, yapamam, olamam, çıkamam” ya da tam tersi ifadelerle, yani “Giderim, gelirim, yaparım…” meydan okumalarıyla kendini tanımlayanlar da var. İnan, bu söylemlerin biri diğerinden farklı değil.
Bir de şu şekilde bak:
Sözlerimiz, bizim kendimiz ile ilgili fikirlerimizdir. Ve inan bana en gaddar gardiyandan, en diktatör yöneticiden, en kalın parmaklık demirinden, en ağır prangadan daha etkili ve tavizsiz bir kısıtıyıcılığı vardır. Aslında tüm hayatı algılayış biçimimiz, kendimiz ile ilgili edindiğimiz fikirler üzerinden gerçekleşiyor. Dolayısıyla bir insanın sırf belirli bir yönde düşündüğü için belirli bir şekilde davranması, kendisine karşı kurabileceği en güçlü tuzaktır. (Düşünce eyleminin de hizmet ettiği konular var. Onu başka bir konuda açarız.) Konu eğer hayatla ilgili seçimler yapmaksa, sana şimdiye kadar öğretilenin aksine bir şey söyleyeceğim: Düşünerek sadece hapishanenin içinde kalacaksın. Çünkü onun demirleri seni korumak ve sen içinde güvende ol diye senin korkularından yaratıldı. İnsan soyunun devam etmesinin temel ilkesi bu. Yoksa hala daha önümüze çıkan her çukurun içine düşer, her ateşte elimizi yakar ve kendimizi çoğu hayati olaydan sakınmazdık.
Çıkış ise hissetmektir.
Kendin ile ilgili fikirlerine bağlı kaldığın sürece, gerçek özgürlükten bahsedemezsin. “Ben Türküm, kadınım, 44 yaşındayım, evliyim, iki çocuk annesiyim, şehir plancısıyım, yay burcuyum, hayvanları severim… ” O kadar uzun ki bu liste. Milliyetinden, cinsiyetinden, yaşından, statünden bağımsızlaşmadığın sürece potansiyeli yaşayamazsın. Çünkü zaten gerçek potansiyelinin belirli kısımlarının etrafını çizip, “Ben buyum.” dedin. Aslında dediğin şudur “Ben sadece buyum”. Ya çizdiğin yerin geri kalan kısımları?
Konuya Bernard Show’u sözüyle geri dönelim: “Fikrini değiştiremeyenler, hiçbir şeyi değiştiremezler.”
Arzu ettiğin şey artık bir şeyleri değiştirmek/dönüştürmek ise buna, kendi hakkındaki fikirlerini değiştirerek başlayabilirsin.
Başlamak an meselesidir.
An’ın meselesidir…