Büyü, Dua, Hareket, Nefes, Şükür ve Zihin
- Kübra Saatçıoğlu
- Jan 9, 2024
- 2 min read
Şu an hayatında bir şeyler bitiyor, yitiyor, değişiyor, eksiliyor, bozuluyor. Yani senin bakış açından, kontrol edemediğin bir şeyler oluyor. Sen düzeltiyorsun; düzettiğin şey başka ya da aynı nedenden bir daha bozuluyor. Ve aslına bakarsan sen bu duruma fazlasıyla bozuluyorsun. Çünkü bu düzeltme işlemi her seferinde senden daha da fazla efor istiyor.
Hiç düşündün mü peki, belki de yıllardır olmasını istediklerin oluyordur: Bitmesini istediğin şey bitiyordur. Hep merak ettiğin şeye dönüşüyordur hayatın. Sıkıldığın şey bozuluyor; sorguladığın şey yitiyordur.
Unutma yaşadığımız her nefesimiz bir dua. O yüzden de yaşadığımız her şey o duaların ürünü. Sen farkında olmadan, sürekli yaratımdasın. Mesela hücrelerin. Fiziki boyutta sürekli hücre yeniliyorsun. Sürekli bir şeyler düşlüyorsun; korkuyorsun, endişe ediyorsun ve bunların hepsi nefesinle birleşince yaratıma giriyor. Yani büyücüyü teneke mahallesinde aramamak gerekiyor.
“Yaşadığımız her şey bizim duamızsa, şu an yaşadığım şey, benim kendim için duam olamaz” mı diyorsun? Burada iki konu var. Bunu gör isterim.
Birincisi, şu anki tablodan hoşnut değilsen o zaman kendine yaşamak isteyeceğin dualar et. Yani her nefesinde, yaşamak isteyeceğin hayatı yaşa…
İkincisi, olan şeyin sana karşı değil de senin için olduğunun idrakine var.
Senin “bitiyor, yitiyor, değişiyor, eksiliyor, bozuluyor” diye tanımladığın durumlarda inancına göre, danışanlarıma şükür namazı, şükür bohçası, kilisede bir mum gibi önerilerim olabiliyor. Evet! Bir yakınım işten çıkartıldığında şükür namazı öneriyorum. Çünkü aslolan harekettir. Ve yapılan o hareket – ki bu bir dinsel ritüel de olabilir- bu kavrayışı bedensel bir ifadeye döküyor. Zihin de buna iman ediyor.
Şükretmeyi hep bizi hoş eden şeyler için söyledik. Ama ya olan her şey bizim için iyiyse? Ya onun bizi hoş etmesiyle, şu an bizi deli etmesi arasında sadece belirli bir zaman aralığı varsa? Ya teşekkür etmek için kucaklaman gerekeni, öfke ve “benim dediğim olmadı” hıncıyla yumrukluyorsan? Ya şu an yaşadıkların, dualarının karşılığıysa?…
İyi ve kötü diye bir şey yok, evet. Bunu felsefi olarak söylemek ya da entellektüel bir kavrayışla benimsemek güzel ama hayatının hangi noktalarında bunu harekete geçiriyorsun; geçirebiliyorsun? O zaman şimdi seni üzsün ve ya sevindirsin, elinde olan gerçekliğine bak ve öncelikle elindeki eserin senin ürünün olduğunu kabul et. Ve bunu bir ceza gibi yaşamak yerine, en kıymetli hediyen olduğuna uyan.
Hatırla: Her şey yolunda.
Her şey gönlünce oluyor.
Sadece “güvenerek” kal.